Şizotipal Kişilik Bozukluğu; Belirtileri, Tedavisi

Şizotipal

Şizotipal Kişilik Bozukluğu

Şizopital kişilik bozukluğu birden bire yakın ilişkilerden rahatsız olma, sıra dışı düşünce, algılarda, bilişlerde farklılıklar olan ama gerçeği değerlendirmesi bozuk olmayan kişilik bozukluğudur. Şizopital kişilik bozukluğu toplumda yüzde 3 civarında görülür. Bu kişilerin en önemli özelilklerindne biri acele sonuca varmalarıdır olayları irdeleme duyuları gelişmemiştir.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Nedir?

Şizotipal kişilik bozukluğu olan kişiler normal davranamazlar ve farklı davranışları ile toplumda fark edilebilirler. Girdikleri ortamlarda kendini rahatsız hissederler, herkesin ona baktığını düşünürler ve hatta kendisi hakkında planları olduğuna dair kuşkulara sahiptirler. Ya da kendisinin özel güçleri olduğuna ve dünyaya bu amaçla gönderildiğine inanırlar. Bu ve bunun gibi “egzantirik, büyüsel” düşüncelere sahiptirler. Bu nedenle de bir olaya karşı verdikleri tepkiler de oldukça sıra dışı olmaktadır.

Şizotipal kişilik bozukluğu hastalarına dair kayıtlara geçmiş birçok davranış bozukluğu tanımlanmıştır. Bu davranış bozukluklarını belirli bir kategoriye koyamadığımız gibi bunları sınırlandıramayız da. Her hasta kendi içinde farklı bir dünya olduğu için, her hastayla birlikte yeni semptomlar da keşfedilmektedir. Ancak kaba hatlarıyla bu hastaları diğerlerinden ayırmak mümkündür. Bu sayede de tedaviye başlanarak olumlu bir ilerleme kaydedilmektedir.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Yeni bir hastalık olan bu kişilik bozukluğunun birbirinden farklı belirtileri olabileceğinden bahsetmiştik. Ama şizotipal kişilik bozukluğu en sık rastlanılan semptomları sıralayarak kafanızda bir portre oluşturabiliriz. Bunlar:

  • Sosyal ortamlara girmekten korkarlar, girdiklerinde ise aşırı bir kaygı hissederler. Herhangi bir sebeple olursa olsun bir topluluğun içerisine dahil olduklarında normalin çok üstünde bir endişeyle etrafına hakim olmaya çalışırlar. Birilerinin onu takip ettiğini düşünürler, bu nedenle her türlü farklı yüzden ve ortamdan uzakta kalmaya çabalarlar.

 

  • Söyledikleri anlaşılmaz ya da zor anlaşılabilir. Zihinlerinde birden fazla uç düşünceler dolaştığı için konuşacakları kelimeleri toparlayıp iyi bir cümle yapısı oluşturamayabilirler. Ya da sürekli bir şeyi anlatırlar. Durmadan sıkılmadan aynı konuyu tekrarlarlar ve bunun farkında olmazlar. Karşısındaki kişiler bunu ona söyleseler de konuşma şekilleri değişmez ve sanki ona söylenmemiş gibi aynen devam ederler. Ya da bunun tersine sürekli konudan konuya atlarlar. Bir olayı anlatmaya başladıktan bir süre sonra bir diğerine geçerler. Konu tamamlanmadan başka konuya başlarlar.

 

  • Şizotipal kişilik bozukluğu belirtilerinden bir diğeri de, bu kişiler başkalarının sürekli onun hakkında konuşup plan yaptıklarını düşünmesidir. Herkes onun için şüpheli bir kişidir ve herkes onun kötülüğü için bir şeyler düşünmektedir.

 

  • Kendisinin doğa üstü güçleri olduğuna inanır ya da çok önemli bir görevdeki ajan olarak görür. Bu sebeple sürekli takip edildiğini ve peşinde uluslararsı örgütlerin dolaştığını düşünür.

 

  • Birinci derece akrabaları dışında kimseye güven duymaz ve kolay kolay konuşmaz. Sürekli kaygılı olduklarından dolayı tek güvenebileceği kişiler en yakındakilerdir. Diğer insanlara karşı ise negatif duygular beslerler.

 

  • Vücutlarının kendisine ait olmadığını ya da bir bölümünde hakim olmadığı duygular olduğunu söylerler. Örneğin saçlarının arasında bir şeylerin kıpırdadığından bahsederler. Ya da gitgide karnının şiştiğini ve orada bir yapının büyüdüğünden bahsederler. Bedensel illüzyonlar nedeniyle daha da kaygılı olurlar ve bu endişe katsayısı günden güne artarak devam eder.

Bunlar ve daha pek çok farklı belirti ile şizotipal kişilik bozukluğu tanısı koyulur.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tedavisi Nasıl Olur?

Şizotipal kişilik bozukluğu tedavisinin pek çok farklı yöntemi vardır. Bunlar; psikoterapi, antidepresanlar ve antipsikotik ilaçlardır. Ama en önemlisi terapi almaktır. Terapiye ek olarak ilaçlar da hastalığın iyileşmesinde büyük katkı sağlamaktadır. Tedavi için en önemli adım alanında uzman bir psikiyatrist bulmaktır.

Kaynak: Ankara Psikolog